DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Proust’un da dediği gibi: 'Bütün güzel kitaplar bir tür yabancı dille yazılmıştır.' Latife Tekin burada bu ‘yabancı’ dili, dilden kurtularak kuruyor: Dili bir hırıltıya ya da haykırışa doğru zorlayarak. Zamansız’ı ‘barbarca’ bir metin olarak görmek de mümkün. Anlaşılmaz ve (iyi anlamda) ‘uygarlık-dışı’ bir dille konuşmak anlamında ‘barbarca’. Bu barbarlığın iki hedefi var gibi: Birincisi, grameri ihlal ederek ‘bilinçdışı’na yaklaşmak ve ikincisi, uygarlıktan kaçmak."
“Neden Bach bu denli önemli? İskender Savaşır’ın ifadesiyle, ‘Çünkü Bach’ın neredeyse her eseri, tek ve kişisel bir üslubun tezahürü değil, belirli bir alanda, uzun bir gelenek boyunca denenmiş bütün üslupların, araştırmaların, teknik olanakların kendine özgü ve emsalsiz bir sentezi.’”
"Uçurumu, uçsuz bucaksız sonsuz karanlık anlamında gibi düşünebiliriz. Bireyin ruhunun görünmeyen koyu yanları ve gölgeleri. Uçurumu seçmek, bu karanlığı tercih etmek aslında. Yerleşmek de bu karanlığı mesken bellemek anlamında görülebilir. Başlıkta kullanılan uçuruma yerleşme hali bu durumu salt ifade ediyor: Tarafsız ve yargılamayan bir dil söz konusu."
"Otopsi masasında incelenmeyi bekleyen bir bedene duyduğu tiksinti ile içtenlik dolu sevi, anne ve yaşam temalı şiirler bir tezat taşımaz onun şiirinde. Aynı yabanıllık kendini ‘dışarıda’ da gösterir çünkü. Bir balo salonu da olabilir bu dış(arı)lık, bir bank ya da bir tabut da…"
"Bir bohemden fazlasıdır, bir işaret, bir semafor, bir deniz feneri; sürüyle korkunç hortlağa sahip, ama ara ara hatırladığımızda yeniden aklımızı kurcalayan, orada ötede yeni bir şey söyler gibi duran pek az hayaleti olan bir memlekette Hayalet Oğuz sanki o cinsten bir Hayalet’e duyduğumuz ihtiyacı karşılar."
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
"Galip Tekin, mizah çizgi romanının dışına çıkarak serüven çizgi romanına felsefeyi yerleştiren, bu alanda kopya çizgiye hiç gerek olmadığını da gösteren bir kilometre taşıdır çizgi roman tarihimizde. Tam üç yıl önce bugün kaybettiğimiz Tekin, tekinsiz çizgileri, ilhamı, dersleri, ufkuyla hâlâ aramızda dolaşmaktadır."
"Bu küresel-biyolojik salgın karşısında ne yapacağımızı, ne yazacağımızı, nereden başlayacağımızı şaşırmış durumdayız. Yeni bir dönem bu ve daha önceki salgın anlatılarına sığmayan bir şeyler var burada."
Son kitabıyla Feryal Tilmaç bizi on dört öyküde farklı kadınlık halleriyle tanıştırıyor. Kitabın adı aslında bir davet: “Sen yabancı değilsin, hikâyelerimi dinle” derken, bir yandan da insanla ilgili hiçbir şeyin yabancı olamayacağını hatırlatıyor bize.
Anestis Azas ve Prodromos Tsinikoris: Parlamentoya seçilen Neo–Nazi Partisi, “Sokakları ve şehirleri göçmenlerden temizleyeceğiz” vaadiyle gelmişti. Biz de “kelimenin tam anlamıyla” bu sloganı alıp sahnede “Yunanistan'ı kim temizliyor” diye sormaya karar verdik
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık